MALEZYA'DA KALAY MADENCİLİĞİ

Kalay madenciliğinin malezya’daki en eski endüstri olduğu ve 1820 yılında Çinli göçmenlerin gelmesiyle hız kazandığı görülüyor. Çinli göçmenler Perak civarında yerleşiyor. 1872 yılında, malezya’da 40,000 madenci bulunmakta. Selangor’da, kalay madenciliği 1824′te başlıyor. Kuala Lumpur da Selangor gibi madencilerin yoğun yerleştiği yerler.
Yarımadanın batı tarafından uzanan bir kuşak gibi kalay madenciliği çok büyük bir sektörmüş bir zamanlar. Kuala Lumpur da kalay bakımından zengin yerlerden biriymiş. 1870′lerde kalay madenciliği iyice artıyor. Daha sonraları Çinli madenciler, Malezyalı sultanlar, diğer yönetimler ve köylüler arasında oldukça büyük çatışmalar oluyor. İngilizler meşhur koloni hareketleriyle 1874 yılında kalay üretimi yoğun kentlerde yönetimi ele geçiriyorlar. Endüstiyel talep ve kalayın stratejik öneminin anlaşılması, Perat eyaletindeki Larut ve Kinka bölgelerinde yeni keşfedilen büyük kalay yatakları İngilizlerin zamanın gelişmiş teknolojik araçlarıyla buraya akın etmesiyle sonuçlanıyor.
İngilizler çıkardıkları zengin kalayı taşıyabilmek için ana madencilik merkezlerini birbirine bağlayan yolları inşa ediyorlar. Malezya’da gelişme kalay madenciliğiyle başlıyor. İngilizler bu iş için Sir Andrew Clarke isimli kişiyi tayin ediyorlar. Zengin kalay maden yataklarını limanlara direk bağlayan tren yollarıyla (tren yolu en ucuz taşımacılık madencilikte) eyaletlerden topladıkları kalay ve diğer doğal kaynakları limanlara oradan da İngiltere’ye taşıyorlar.
Başlarda Çin’den gelen göçmenlerin çıkardığı kalay elle çıkarılıyordu ve yoğun emek gücü gerekiyordu. Çıkarılan kalay çok az bir yekün teşkil ediyordu. Bu yüzden İngilizler sahneye girdiğinde kalay konusunda Çin ve İngiltere başlarda iki eşit güç iken 1931′e gelindiğinde İngilizlerin kalayın %65′ine sahip olduğu gözleniyor. Nedeni İngilizlerin getirdikleri dev ağır makinelerle (dredge) çok miktarda kalayı çıkarabilmeleriydi. 1933′e gelindiğinde ağır sanayi makineleriyle işgücü sayısı 119,550′den 51,980′e düştü. Bunun temel nedeni dredge denen makinelerdi. Çinli madenciler bu makineler konusunda İngilizlere yetişemediler. Zaten o dönemde bu tür makineler bir nevi stratejik öneme sahip makinelerdi. Çoğunlukla İngilizlerin elinde bulunuyordu. Kanaatimce sanayi devriminin itici motorları bu tür fırsatlardı. İngilizler o fırsatı en iyi şekilde değerlendirdiler.
1883′e kadar, Malezya dünyanın en büyük kalay tedarikçisiydi. 19. yy sonuna doğru, dünyanın %55 talebini Malezya karşılıyordu. 1992 yılında ise (yani bağımsızlık elde edildikten sonra) bu oran %30. Yani hala kalay yatakları olduğu anlaşılıyor. Fakat ülkenin balta girmemiş ormanlarının yok edilmemesi için çıkarılan kanunlar ve fizibilitesinin düşüklüğü nedeniyle yeni yatırımların olmadığı söyleniyor.
Yıllar önce Cardiff’te Malkolm X filiminde izlediğim ilginç bir deyiş vardı. (They gave us Bible and Music and have taken everything) Yani: bize iki şey, İncil ve Müzik, verdiler ve herşeyimizi aldılar. Benzer ifadeyi Malezyalılar şu şekilde söylüyor. ( They have taken all our tin and left the ponds). Yani: kalayımızı aldılar bize göllerini bıraktılar. Zira kalaydan sonra büyük miktarda çukurlar oluşuyormuş. Yukarıdaki resimde uçaktan çekilen kalay madeni çukuru görüyorsunuz.

kaynak:vikipedia

0 yorum: